Taraflarını açıkça belli ettiler: ABD ordusuna katılmaya hazır olmalıyız
Avustralya Savunma Bakanı Peter Dutton, Avustralya basınına verdiği demeçte, Çin’in artan askeri faaliyetleri nedeniyle bölgede oluşan endişeleri değerlendirdi.
Çinli liderlerin “Tayvan’a girme niyetleri konusunda çok net oldukları” yorumunu yapan Dutton, ABD’nin buna engel olma girişimlerini desteklememelerinin “akıl almaz” olacağını kaydetti.
Dutton, Canberra yönetiminin Çin’i caydırma yeteneğini geliştirmesi ve harekete geçmesi halinde ABD ordusuna katılmaya hazır olması gerektiğini sözlerine ekledi.
Dutton’un açıklaması, eski Avustralya Başbakanı Paul Keating’in Tayvan konusunda “Avustralya’nın hayati bir çıkarı olmadığını” ve Canberra yönetiminin Ada konusunda Pekin ile çatışmaya çekilmemesi gerektiğini söylemesinin ardından geldi.
ABD Başkanı Joe Biden 21 Ekim’de CNN televizyonuna yaptığı açıklamada, Çin saldırısı durumunda Tayvan’ı savunacaklarını söylemişti.
– Çin-Tayvan anlaşmazlığı
Çin’de İkinci Dünya Savaşı’nın ardından çıkan iç savaşta Mao Zedong liderliğindeki Çin Komünist Partisinin (ÇKP) 1949’da iktidarı ele geçirmesi ve Çin Halk Cumhuriyeti’nin kuruluşunu ilan etmesi üzerine Çan Kayşek liderliğindeki Çin Milliyetçi Partisi (Kuomintag) üyeleri, Tayvan’a yerleşip 1912’de kurulan “Çin Cumhuriyeti” iktidarının Ada’da devam ettiğini ileri sürerek bağımsızlık ilan etmişti.
Bu girişim Çin tarafından kabul edilmese de Tayvan temsilcileri, 1971’e kadar Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulunda Çin’i temsil etmişti. 1950’ler ve 1960’larda çok sayıda ülkenin diplomatik ilişki tercihini Çin Cumhuriyeti’nden Çin Halk Cumhuriyeti’ne çevirmesinin ardından 1971’de BM Genel Kurulunda yapılan oylamada Pekin hükümetinin Çin’in tek meşru temsilcisi kabul edilmesiyle Tayvan’ın uluslararası örgütlerdeki konumu belirsiz hale gelmişti.
Pekin yönetimi, “Tek Çin” ilkesini benimseyerek Tayvan’ın kendi topraklarının parçası olduğunu savunuyor. Çin, boğaz ve çevresindeki askeri varlığının yanı sıra Tayvan’ın dünya ülkeleriyle müstakil diplomatik ilişkiler kurmasına, BM’de ve diğer uluslararası kuruluşlarda temsil edilmesine karşı çıkıyor.