RTÜK ve YEE’den medya okuryazarlığı çalıştayı
Belçika’nın başkenti Brüksel’de RTÜK ve YEE iş birliğinde Dijital Çağda Medya Okuryazarlığı ve Türkçe Çalıştayı’nın ilk gün oturumları düzenlendi.
Etkinlikte konuşan Prof. Dr. Sinan Canan, herkesin kendi zamanının fikirleri ile yoğrulduğunu belirterek, “Günümüzde 5-6 yılda nesil farkına neden olacak değişimler yaşanıyor.” dedi.
Canan, insanların artık ceplerinde canlı yayın istasyonları taşıdığına işaret ederek, akıllı telefonlarla herkesin birbiriyle bağlantı kurabildiğini anımsattı.
İnsanoğlunun hayatta kalmak için teknoloji üretmek zorunda olduğunu söyleyen Canan, özellikle son 30 yıldır teknolojik gelişmelerin hız kazandığını vurguladı.
Canan, şimdiki teknolojinin farklı olduğunu ve her alanda aktif olduğunu anımsatarak, geçmişte çeşitli aletlerin sadece ihtiyaç olduğunda kullanıldığını, ihtiyaç bitince ise bırakıldığını ifade etti.
İnsanlığın kültürü üzerine bir şey koyarak aktardığını hatırlatan Canan, “Dijital bir kültür geliştirmemiz lazım.” diye konuştu.
Canan, bir söylem, niyet ve amaç birliği oluşturulması gerektiğini sözlerine ekledi.
Program, Canan’ın kitap imza etkinliğinin ardından düzenlenen “Dijital Çağda Medya, Toplum ve Avrupa’da Türk Dili” başlıklı panelle devam etti.
– “Dijital ortamlar hayatın her alanına odaklanan eylem alanına dönüştü”
Panelin moderatörü Erciyes Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hakan Aydın, artık yeni sosyal platformlar ve dijital mecraların karlılık esasına dayandığını söyledi.
Halkın medya konusunda bilinçlendirilmesinin önemine dikkati çeken Aydın, söz konusu dijital ortamların sakıncalarının halka doğru biçimde anlatılması gerektiğinin altını çizdi.
Aydın, medya konusunda bugünü anlamak için geçmişi de bilmenin önemine işaret etti.
Dijital ortamların hayatın her alanına odaklanan bir eylem alanına dönüştüğüne vurgu yapan Aydın, “Bu, toplumun bütün kesimleri tarafından ele alınması gereken bir konudur. Bu sürece yetişkin bireylerin de dahil edilmesi çok önemli.” diye konuştu.
Aydın, “Bu panel bizlerin karşı karşıya kaldığı bu yeni ve karmaşık zorlukların tüm formları ile birlikte medyaya ilişkin boyutlarını da tartışmaya açıyor.” değerlendirmesinde bulundu.
– “Medya, enformasyon ve toplum dijital çağdan önce nasılsa şu anda da böyle ilerliyor”
Panele katılan Anadolu Ajansı (AA) Yönetim Kurulu Üyesi ve İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. İsmail Çağlar, “İnsanlar önceden nasıl hareket ediyorsa yine aynı insanlar, aynı toplumsal dinamikler içerisinde aynı hareketleri sergiliyor. Sadece, bu ilişkilerin üzerinde var olduğu form değişiyor. İlişkilerin kendisi, onların içeriği sabit kalıyor.” dedi.
İnsanların her zaman eski haline dönmeye ve yıllardır işleri nasıl yapıyorlarsa öyle yapmaya meraklı olduğunu anlatan Çağlar, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgının da bu durumu değiştirmeyeceğini, insanlığın eski sosyalleşme davranışlarına geri döneceğini kaydetti.
Çağlar, insanların çok daha tahripkar salgınlar tecrübe ettiğini ve ardından eski ilişki düzenine döndüğünü anımsatarak, “Medya, enformasyon ve toplum dijital çağdan önce nasılsa şu anda da böyle ilerliyor. Dijital çağ dediğimizin, ruhuna içeriğine, özüne çok fazla temas eden bir değişiklik olmadığını, sadece şekline ve formuna temas eden bir değişiklik olduğunu düşünüyorum.” diye konuştu.
Dünyada toplumsal ilişkiler açısından önceki dönemlerde yaşanmış dönüşümün aynısının günümüzde de sürdüğünü anlatan Çağlar, “Sözcükler değişiyor, araçlar değişiyor ama sabit olan belirli bir yaş grubu kendinden önceki ve sonraki yaş grubuyla farklılaşıyor.” dedi.
Çağlar, dönüşümün doğal olduğunu, teknoloji ve dijitalleşme konusunda içeriğe odaklanmak gerektiğine işaret ederek, “Dijital çağın bize sağladığı iletişim imkanları, tıpkı televizyonun bizden önceki insanlara sağladığı iletişim imkanları beraberinde hangi riskleri ve avantajları getirdiyse bugün de bize aynı riskleri ve avantajları getirdi.” ifadesini kullandı.
“DİJİTAL MEDYA HERKESİ SADECE TÜKETİCİ DEĞİL ÜRETİCİ DE YAPTI”
Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Adnan Altun, “Dijital medya herkesi sadece tüketici değil aynı zamanda üretici de yaptı.” dedi.
Eskiden insanların medyayı okumaya çalıştığını ancak günümüzde medyanın insanları daha iyi okuduğunu söyleyen Altun, “nasıl okunulamayacağı” konusunda farkındalık geliştirilmesi gerektiğini belirtti.
Altun, dijital mecralarda dikkatli hareket etmenin önemini işaret ederek, “Bıraktığımız ayak izi ve dijital kimliğimiz ileride önümüze çıkacak.” ifadesini kullandı.
Günümüzde medyanın teknolojiden ayrılamayacağını vurgulayan Altun, dijital medyanın ilerlemeye devam edeceğini anlattı.
“RTÜK, İÇERİK DENETİMİNE İLİŞKİN ÇALIŞMALARINI TİTİZLİKLE SÜRDÜRMEKTEDİR”
RTÜK Başkan Yardımcısı İbrahim Uslu da son 2,5 yıldır kurumlarının denetleme fonksiyonundan düzenlemeye doğru paradigma değiştirdiğini söyledi.
Yalan haber, dezenformasyon ve haksız pazarlama gibi durumlara karşı medya okuryazarlığının önemine dikkati çeken Uslu, özellikle çocuklar, gençler, ebeveynler ve eğitimcilerin bu konuda bilgilendirilmesi gerektiğini anlattı.
Ebeveynlerin salgın sırasında çocuklarının ekran başında geçirdiği zamanı kontrol etmekte zorlandıklarını anımsatan Uslu, “RTÜK, içerik denetimine ilişkin çalışmalarını titizlikle sürdürmektedir.” dedi.
Uslu, RTÜK’ün faaliyetleri hakkında bilgilendirmede bulundu.
RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin ve YEE Başkanı Prof. Dr. Şeref Ateş’in de izlediği program bitiminde, katılımcılar konuşmacılara sorularını yöneltti.