Neandertaller uzun bir süredir bizim daha az zeki, daha kaba kuzenlerimiz olarak anlatılıyor. Ve şimdi araştırmalar, modern insan ve Neandertallerin beyin gelişimindeki çarpıcı farklılıkları ortaya çıkardı.
Araştırma, insan kök hücrelerinden laboratuvarda yetiştirilen farelere, dağ gelinciklerine ve organoidler olarak adlandırılan “mini beyin” yapılarına bir Neandertal beyin geninin yerleştirilmesini içeriyordu. Deneyler, genin Neandertal versiyonunun, bilim insanlarının modern insanlarda üstün bilişsel yetenekleri açıklayabileceğini söylediği, gelişim sırasında beynin korteksindeki nöronların daha yavaş yaratılmasıyla bağlantılı olduğunu gösterdi.
Max-Planck-Institute of Molecular Cell Biology and Genetics’teki çalışmayı yöneten Wieland Huttner, “Daha fazla nöron yapmak, daha yüksek bilişsel işlevin temelini oluşturuyor” dedi ve devam etti: “Bunun, modern insanların bilişsel olarak Neandertallerden daha iyi olduğuna dair ilk ikna edici kanıt olduğunu düşünüyoruz.“
Modern insanlar ve Neandertaller, atalarımızın Afrika’da kalması ve Neandertallerin daha kuzeye, Avrupa’ya taşınmasıyla yaklaşık 400.000 yıl önce ayrı soylara ayrıldı. Yaklaşık 60.000 yıl önce, modern insanların Afrika’dan toplu göçü, iki türü bir kez daha karşı karşıya getirdi ve birbirleri ile bütünleştiler. Günümüzde, Afrika kökenli olmayan modern insanlar %1-4 oranında Neandertal DNA’sı taşıyor. Ancak 30.000 yıl önce, eski kuzenlerimiz ayrı bir tür olarak ortadan kaybolmuştu ve Neandertalleri nasıl geride bıraktığımız sorusu bir gizem olarak kaldı.
En son araştırmaya dahil olmayan Liège Üniversitesi’nden Profesör Laurent Nguyen “Somut bir gerçek şu ki, homo sapiens nereye giderse gitsin, oradaki diğer türlerle rekabet edeceklerdi. Bu biraz garip” diyor ve ekliyor: “Bu adamlar [Neandertaller] bizden çok önce Avrupa’daydılar ve patojenler de dahil olmak üzere çevrelerine adapte olmuş olacaklardı. Asıl soru, neden onları geride bırakabildiğimiz.“
Bazıları atalarımızın entelektüel bir üstünlüğü olduğunu iddia ediyor, ancak yakın zamana kadar bu hipotezi bilimsel olarak test etmenin bir yolu yoktu. Son on yılda bilim insanlarının bir Sibirya mağarasında bulunan fosilleşmiş bir parmaktan Neandertal DNA’sını başarılı bir şekilde dizilimini bulabilmeleri ile bu durum değişti ve Neandertal biyolojisinin bizimkinden nasıl farklı olduğuna dair yeni anlayışların önünü açtı.
En son deneyler, gelişmekte olan beyindeki nöronal üretimde yer alan TKTL1 adlı bir gene odaklanıyor. Genin Neandertal versiyonu, insan versiyonundan bir harf ile farklılık gösteriyor. Bilim insanları, Neandertal varyantının farelere yerleştirilmesi ile özellikle bilişsel işlevlerin çoğunun bulunduğu beynin ön lobunda daha az nöron üretimine yol açtığını buldular. Ayrıca bilim insanları, genin etkisini, gelişmekte olan beynin temel yapılarını kopyalayan organoidler olarak adlandırılan laboratuvarda yetiştirilen dokularda ve gelinciklerde de test ettiler.
Çalışmanın baş yazarı Anneline Pinson, “Bu bize, Neandertal beyninin kaç nörona sahip olduğunu bilmesek de, modern insanların beynin ön lobunda, [gen’in] aktivitesinin en yüksek olduğu yerde, Neandertallerden daha fazla nörona sahip olduğunu varsayabileceğimizi gösteriyor” diyor.
Londra’daki Doğa Tarihi Müzesi’nde insan kökenleri araştırması başkanı Chris Stringer ise, çalışmayı öncü olarak nitelendirdi ve insan evriminin temel bulmacalarından biri olan, neden geçmişteki tüm insan çeşitliliğine rağmen, artık sadece biz kaldığımız sorusunu ele almaya başladığını söyledi.
Stringer, “Pek çok farklı fikirler sunuldu, daha iyi araçlar, daha iyi silahlar, uygun dil, sanat ve sembolizm, daha iyi beyinler” dedi ve devam etti: “Sonunda bu, beyinlerimizin neden Neandertallerinkinden daha iyi performans gösterdiğine dair bir ipucu sağlıyor.”
Daha fazla nöron, beynin temel bilgi işlem kapasitesine işaret etse de, otomatik olarak daha akıllı bir insan türü anlamına gelmez. İnsan beyni, bazı şempanze türlerinin beyinlerinin yaklaşık iki katı nöron içerir.
Nguyen, son çalışmanın modern insanın üstün zekasının kesin kanıtı olmadığını, ancak Neandertallerin beyin gelişiminde anlamlı farklılıklar olduğunu gösterdiğini söyledi…