T24 Haber Merkezi
Karar muharriri Mehmet Ocaktan, MHP lideri Devlet Bahçeli‘nin partisinin küme toplantısında kullandığı “Devlette devamlılık ve siyasette istikrar için Recep Tayyip Erdoğan bize nazaran tek seçenektir. Şayet terör hayatımızdan söküp atılırsa, şayet enflasyon canavarına kesif bir darbe indirirse, Türkiye siyasi ve ekonomik istikrarın doruğuna çıkarsa Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın bir defa daha seçilmesi doğal ve yanlışsız bir tercih değil midir?” sözlere değinerek, “Meğer Bahçeli’nin hedefi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın tekrar aday olabilmesinin önünü açmak için DEM’i hatta tutmak. Şayet DEM bu mevzuda gerekli dayanağı vermezse, Bahçeli’nin altını çizdiği üzere ‘Öcalan’ın Meclis’teki gölgesi’ olma kabahatinden başına bir grup yasal işler açılabilir.” dedi.
Ocaktan’ın “Öcalan Meclis’e gelirse Erdoğan aday olabilir mi?” başlıklı köşe yazısının ilgili kısmı şöyle:
“Bahçeli’nin 1 Ekim’de Meclis açılışında DEM’lilere el uzatılmasıyla başlayan şovun tek bir emeli varmış, o da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yine aday olabilmesinin önünü açmak için DEM’i hatta tutmak…
Aslında birinci günden bu çıkışın ‘Kürt meselesi’ ile katiyen bir ilgisinin olmadığı son derece açıktı ancak biz her şeye karşın imkansız bir hayale yatırım yapmaya devam ettik. Ancak biliyoruz ki çoklukla bütün hayallerin ömrü çok kısa sürüyor, neyse düşü bile güzeldi…
Ancak garip olan şu ki hepimizin gözü önünde sergilenen tiyatroya karşın, hala duştan uyanamayan kimi kısımların ve bilhassa bir kısım Kürt entelijansiyasının, AK Parti-MHP koalisyonundan bir ‘çözüm’ beklentisi içinde olmalarıdır.
Esas itibariyle Bahçeli birinci günden bu yana ne yapmak istediğini, nasıl bir sonuç hedeflediğini çok yeterli biliyordu, buna karşın kimileri fazla coşkuya kapıldı.
İşte bu beklentilerinden çıkamayanları memnun etmek için Bahçeli, bir defa daha ‘Sözümün arkasındayım’ diyerek yeni bir müjde daha veriyor ve “Terörist ele başı gelsin terörün bittiğini açıklasın” diyor.
Kuşkusuz bu ülkede barışın ve kardeşliğin tesisi için hepimiz ‘Kürt problemi’nin tahlili konusunda atılacak her adıma umutla bakıyoruz, beklentilere giriyoruz.
Hiç o denli hayale kapılmaya filan gerek yok. Bilelim ki AK Parti iktidarı ve küçük ortağının, ‘çözüm’, ‘barış’ ve de özgürlük üzere iktidara somut yarar sağlamayacak işlere ayıracak vakti da gücü de yok… Onlar açısından memleketin bir tek sorunu var, o da mevcut iktidarın tahkim edilerek 2028’de ya da erken yapılacak bir seçimle salimen gelecek periyoda taşınabilmesi.
Bunun için el de uzatılır, gerekirse kol da kırılır… Galiba bütün bu el uzatmaların, kayyum atamalarının değerli bir maksadı daha var. DEM’in, Cumhur İttifakı’nın yeni iktidar yürüyüşüne mani çıkarmadan uslu uslu durması…
Nitekim Bahçeli küme konuşmasında, DEM’e bu bahiste çok net iletiler verdi: ‘Öcalan İmralı’da yatıyor, ancak DEM Parti’de 57 Öcalan gölgesinin Meclis’te olduğunu niçin görmüyorsunuz?’
Yazının başında da tabir ettiğimiz üzere Bahçeli, ısrarla Erdoğan’ın bir sefer daha seçilmesi gerektiğini söylüyor. Şayet DEM bu bahiste gerekli dayanağı vermezse, Bahçeli’nin altını çizdiği üzere ‘Öcalan’ın Meclis’teki gölgesi’ olma kabahatinden başına bir kadro yasal işler açılabilir.
Evet seyrettiğimiz tiyatro hoştu lakin AK Parti-MHP koalisyonunun unuttuğu bir şey var: Hiçbir güç Öcalan’ı Meclis’e getiremez lakin denemek parayla değil…”