2018 yılında geçilen Cumhurbaşkanlığı sistemi sonrası Türkiye beklenen atılımları yaklaşık 4,5 yıl geçmesine rağmen bir pandemi, bir de global enflasyon ve resesyon beklentileri içinde şimdi yapamadı. Fakat bir manada da iktisatta negatif bir ayrışma olduğu açıkça görülüyor. Erdoğan’ın yüksek donanımlı yetkilerine rağmen ülkede ekonomik atılımın gerçekleşmemesinde kusur nerede? Kalkınma ve güzelleşmenin neden olmadığını ekonomistler anlatıyor.
6 Haziran 2011’de merhum gazeteci Mehmet Ali Birand’ın 32. Gün programında konuğu olan devrin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, başkanlık sisteminden bahsediyor.
Erdoğan, periyot devir başkanlık sistemine geçiş için telaffuzlarını sürdürdü.
Belki de en dikkat çeken telaffuz bu olmuştu.
2017’de düzenlenen referandumda kabul edilen başkanlık sistemine 24 Haziran 2018’deki genel seçimle birlikte resmen geçildi. 9 Temmuz 2018’de geçiş tamamlandı ve artık Türkiye, Cumhurbaşkanlığı sistemi ile yönetilmeye başlandı.
Sistem değişikliğinden bu yana yaklaşık 4,5 yılda 3. Hazine ve Maliye Bakanı, 4. Merkez Bankası Lideri vazife başında.
Murat Kubilay, kırılmayı Berat Albayrak’ta görüyor.
Nesrin Nas, başkanlık sisteminden evvel Erdoğan’ın bu sistemi oluşturduğunu belirtiyor.
Güldem Atabay, eski bürokratik sistemde yetişmiş tecrübeli ve eğitimli yöneticilerin yok olduğunu söylüyor.
Emrah Lafçı, sistem değişikliğiyle istikrar düzeneğinin ortadan kalktığını söylüyor.
Öner Günçavdı, sistemin dış sermaye kaynaklarına çok güvenerek oluşturulduğunu belirtiyor.
Cüneyt Akman da üslup sıkıntısına değiniyor.
“Erdoğan’ın iktisatta yaptığı en büyük kusur ne?” yorumlarını buradan izleyebilirsiniz.