Dünyanın gözü bölgede! ABD ve Rusya için Ukrayna neden bu kadar önemli?
ABD ve NATO müttefikleri, Sovyet lideri Michael Gorbaçov’a NATO’nun doğuya doğru genişlemeyeceğini söylemiş, ancak taahhütlerini yerine getirmek için yasal bağlayıcı garantiler sağlamamışlardı. Uluslararası gözlemcilere göre, o zaman ABD, NATO’yu genişletmeyi ve Ukrayna’ya birliğe katmayı planlamış olabilir.
Vladimir Putin, Joe Biden ile yaptığı son görüntülü görüşmede, NATO’nun doğuya doğru genişlememesinin yanı sıra Rusya’ya komşu ülkelerde saldırı silahlarının konuşlandırılmasını önlemek için, yasal olarak bağlayıcı garantilerin gerekliliğini vurguladı.
Putin, NATO’nun Ukrayna topraklarında bir yer edinmek ve Rusya sınırı boyunca askeri varlığını genişletme için tehlikeli girişimlerde bulunduğunu vurguladı.
ABD Başkanı Joe Biden da, Çarşamba günü yaptığı açıklamada, Moskova’nın ittifakın Doğu Avrupa’daki faaliyetleriyle ilgili endişelerini gidermek için Rusya, ABD ve diğer dört önemli NATO ülkesi arasında 10 Aralık’a kadar üst düzey bir toplantı düzenlemeyi umduğunu söyledi.
Toplantıda NATO’nun doğu kanadındaki gerilimleri yatıştırmak için, bir uzlaşma sağlanıp sağlanamayacağı üzerinde durulacak.
‘BÜYÜK SATRANÇ TAHTASI’
Gazeteci Ekaterina Blinova’nın Sputnik International için derlediği bir makalede, Amerikalı bağımsız gazeteci ve jeopolitik analist Max Parry’nin “Washington’daki dış politikada, Ukrayna’yı Batı’nın uzun süredir devam eden bir jeostratejisi olan Rus etki yörüngesinden çekme hedefinden vazgeçeceği herhangi bir koşul olduğunu hayal etmek zor.” ifadelerine yer verdi.
Parry’ye göre, Ukrayna ABD jeopolitik doktrininde özel bir yere sahip. Parry, “Büyük Satranç Tahtası” (New York, 1997) adlı kitabının yazarı ve eski ulusal güvenlik danışmanı Zbigniew Brzezinski’den şu alıntıyı yapıyor: Ülke, Rusya’yı dönüştürmeye yardımcı oluyor. Ukrayna olmadan Rusya bir Avrasya imparatorluğu olmaktan çıkıyor.”
Brzezinski, Ukrayna olmadan Rusya’nın jeopolitik gücünü ve yeteneklerini eski haline getiremeyeceğini ileri sürdü. Jeostratejist, bundan sonra Çin gibi yükselen Asya devlerinin Moskova’nın Orta Asya’daki etkisini sınırlayacağına inanıyordu.
AZERBAYCAN’IN ÖNEMİ DAHA DA ARTTI
Eski ulusal güvenlik danışmanı, ABD’nin Azerbaycan, Özbekistan ve Ukrayna üzerindeki kontrolünü elinde tutması gerektiğini savundu. Ona göre, Azerbaycan “Batı’nın enerji açısından zengin Hazar Denizi havzasına ve Orta Asya’ya erişimi için bir koridor görevi görebilir”; Özbekistan, Orta Asya üzerinde “herhangi bir yenilenen Rus kontrolünün önünde büyük bir engel teşkil ediyor”. Bu arada Ukrayna, Brzezinski tarafından üçlüdeki “en önemli ülke” olarak görülüyordu.
Brzezinski, 1997’de “AB ve NATO genişledikçe Ukrayna, her ikisine de katılmak isteyecektir…’ diyor.
Parry, Brzezinski’nin tarif ettiği planın 1997’den çok önce üzerinde düşünüldüğüne ve George HW Bush yönetiminin “NATO’nun doğuya doğru yeni bir toprak almayacağına dair güvenceleriyle Gorbaçov’a açıkça yalan söylediğine” inanıyor.
GERİLİMİN ARKASINDAKİ İTİCİ GÜÇ
Amerikalı gazeteciye göre, “Ukrayna’daki tüm kriz, Batı’nın Moskova’yı zayıflatmak için Ukrayna’yı NATO’nun yörüngesine sokma hedefi kapsamında hızlandırıldı. ABD, 1991’de Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından Kiev’in bağımsızlığından bu yana, ülkenin Avrupa Birliği’ne ve NATO’ya katılması umuduyla ve Ukrayna’yı Rusya’dan kendi etki alanına çekmeye çalışmak için milyarlarca dolar harcadı.
Öte yandan Rusya, Batı üzerindeki etkisinin kapısı olarak gördüğü Ukrayna’da ayrılıkçı Donbaas’taki sözde cumhuriyeti destekledi.
NATO’nun Ukrayna’da güç kazanması, Rusya’nın Donbass üzerinden ülkeyi kontrol altında tutma hedefleri, Rusya’nın Batı sınırının yakınında asker topladığı iddiasıyla ilgili devam eden gerilimler, iki tarafın çıkarları etrafında uluslararası bir kriz olmaya devam ediyor.