ABD-Mısır Stratejik Diyalog Toplantısı’na, ”Mısır’daki insan hakları” konusu damga vurdu
ABD Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, “Diyaloğun başlangıcındaki ikili görüşmede, Blinken ve Şukri, uluslararası ve bölgesel meseleler, insan hakları, ekonomik, adli, güvenlik, eğitim ve kültürel konularda iş birliğini artırma yolları hakkında görüş alışverişinde bulundu.” ifadesine yer verildi.
Blinken’ın, Gazze ve Libya konusunda Mısır’ın desteğini takdir ettiği belirtilen açıklamada, “Bakan, Başkan Biden’ın insan haklarının ABD dış politikasının merkezinde yer alacağına olan bağlılığını yineledi ve Mısır’ın insan hakları hedefleri konusunda yeni bir yol haritası belirlemesini memnuniyetle karşıladı.” denildi.
– “Önemli hedefler konusunda birlikte çalışmaya kararlıyız”
Görüşme öncesinde ortak basın toplantısı düzenleyen Blinken ve Şukri ikilisi de Stratejik Diyalog Toplantısı’nda mutabık kalınan alanlarda ilerleme kaydetme konusunda kararlı olduklarına vurgu yaptı.
Blinken, ABD ile Mısır’ın İran nükleer silah programı, Sudan ve Etiyopya’daki çatışmalar olmak üzere bölgede ortak kaygılara sahip olduğuna işaret etti.
İki ülke delegelerinin ayrıca insan hakları konusunu görüşeceğini aktaran Blinken, şu ifadeleri kullandı:
“Ulusal İnsan Hakları Stratejisi’nin yayımlanmasını memnuniyetle karşılıyoruz. Geçici gözaltı düzenlemeleri yenilemek gibi bu alandaki önemli hedefler konusunda birlikte çalışmaya kararlıyız. Basın özgürlüğünün korunması ve ifade özgürlüğü de adım atılabilecek konular arasındadır. Bunu sadece ABD istediği için değil Mısır halkının menfaati olduğu için de yapılması gerekir.”
Blinken’ın bu sözlerine üstü kapalı olarak yanıt veren Şukri ise şunları kaydetti:
“Bu, her ülkeye has kültürler ve dini karakterinin kalkınma realiteleri ve toplumsal özelliklerinin de dikkate alınması gereken evrimsel bir süreçtir. Son yıllarda yaşanan olaylar üzerinden öğrenilmesi gereken bir ders vardır. Toplumlarımızın karşı karşıya kaldığı zorluklar konusunda sürekli karşılıklı iç gözlem yaparak nihai kertede siyasi ekonomik ve toplumsal anlamda nasıl bir sistem istediklerine tamamen Mısır halkının karar vereceği kabul edilmelidir.”