Kazakistan’da kirli hesap: 4 Ocak’ta verilen talimatla her şey değişti
Yeni yılın ilk kitlesel eylemlerine sahne olan Kazakistan’da birçok bölgede tansiyon düşmesine rağmen gerginlik devam ediyor. Yaşananları Türkiye Gazetesi‘ne değerlendiren Kazakistan’ın Türkiye Büyükelçisi Abzar Saparbekuly, sivil talepler düzeyinde başlayan olayların dış ve iç dinamikler eli ile sabote edildiğini ve terör eylemine dönüştürüldüğünü söyledi. “Olayların seyri, farklı ülkelerde eğitilen provokatörler tarafından değiştirildi” diyen Saparbekuly “Gösterilerin üç bileşeni vardı. İlk halka, son derece iyi niyetli olarak ekonomik şartlar ve son zamları protesto edenlerdi. Sonra yabancı güçlerin eğittiği ve yönlendirdiği provokatörler devreye girdi. Bu harici unsurlarla eş zamanlı olarak içeride bekleyen odaklar harekete geçti ve 4 Ocak gece yarısı verilen talimat ile her şey bambaşka bir şekle büründü” dedi.
AJANDALARI HAZIRDI
Sokak olaylarının çıkış noktası Batı Kazakistan bölgesi Mangistau eyaletine bağlı Janaözen kenti oldu. Daha sonra dalga dalga Atrav, Aktobe, Almatı, Kızılorda, Çinkent gibi şehirlere yayıldı. Tüm dünyanın dikkatle izlediği olaylara ilişkin konuştuğumuz Büyükelçi Abzar Saparbekuly hadiselerin arka planı, başlangıcı ve seyrine dair şu bilgileri verdi: Gösteriler ülkenin en büyük şehirlerinden 2 milyon nüfuslu Almatı’ya sıçradıktan iki gün sonra yeni bir boyut kazandı. 4 Ocak gününe kadar barışçıl eylem niteliği taşıyan eylemler aynı günün gecesi içlerine sızan kişiler tarafından ısrarla yargı, hükûmet kurumları, belediye binaları ve basın yayın organları ile istihbarat ve emniyet birimlerine yönlendirilmeye başlandı. Plan, önceden hazırlanan bir ajandaya göre ilerliyordu. Kalabalıklar dışarıda slogan atarken, kuşatılan binalara sızan özel ekipler, bilgi, belge yanında silah depolarına girip silahları gasp ettiler ve bunları ateşli gruplara dağıttılar. Göstericiler arasında yaralananları almaya gelen ambulanslar ve yangına müdahale eden itfaiye araçlarını bile yaktılar. Şiddet düzeyi daha fazla artsın diye her şeyi yaptılar. Bunlar arasında başka ülkelerde kurulan kamplarda özel eğitim alan provokatörler vardı. Bu arada aynı ekip üyeleri insanları banka, kuyumcu, market ve mağazaları yağlamaları için kışkırttı.
TEHLİKEYİ GÖREN HALK EVİNE DÖNDÜ
Şu an itibarıyla ülke genelinde sakin bir durum var. Halk tehlikeyi gördü ve büyük oranda evine döndü. Sadece Almatı’da bazı kamu kuruluşları işgal altında. Yağma ve kundaklamalar sebebiyle özellikle Almatı’da çok ciddi hasar meydana geldi. Şu ana dek 500’den fazla yaralı, aralarında güvenlik güçlerinin de bulunduğu can kayıpları var. Yargı, istihbarat ve emniyet birimlerinin de yer aldığı geniş kapsamlı bir araştırma komisyonu kuruldu ve göreve başladı. Ülkeyi derinden etkileyen bu olaylar tüm yönleri ile araştırılacak. Konuya dair A’dan Z’ye her detay araştırılıp iç ve dış bağlantılar kamuoyu ile paylaşılacak. Bununla birlikte sivil ve meşru talepleri karşılama adına devam eden reform sürecine paralel olarak yeni paketler açıklanacak.
Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev, çatışmaya evrilen gösterilere müdahale amacı ile aralarında Rusya, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Belarus ve Ermenistan’ın yer aldığı Kolektif Güvenlik Teşkilatını ülkeye çağırdı. Büyükelçi Saperbakuly, bu konuda acele edildiği yönündeki eleştirilere ise şu sözlerle cevap verdi: Bizim 120 bin kişilik ordumuz ve 30 bin civarında polis gücümüz var. Kazakistan 14 bin 500 kilometrelik sınır koridoruna sahip. Doğal olarak tüm orduyu Almatı’ya yığma şansımız yok. Ayrıca Almatı benzeri olayların başka şehirlere de yayılıp yayılmayacağını kimse bilemez. Cumhurbaşkanı’mız Kolektif Güvenlik Teşkilatına destek çağrısını varolan ve terörle mücadele konusunda yapılan bir anlaşmaya binaen yaptı. Bu güç, belirlenen süre zarfında Kazakistan güvenlik birimlerimize destek verip bizim tarafımızdan belirlenen sürenin sonunda ülkelerine dönecek. Bu konuda kimsenin tereddüdü olmamalı.
KİRLİ HESAPLAR
Kazakistan Büyükelçisi Saparbekuly, Türk Devletler Teşkilatı yapılanması ve bunun askerî boyutu ile ilgili yaptığımız hatırlatmaya ise “Elbette Türk dünyasının kendi geleceğine hükmeden kurumları olmalı. Mevcut durumda ticari, siyasi adımlar atıldı. Çok boyutlu bir yapı için zaman gerekiyor” vurgusu yaptı. Kazakistan Büyükelçisi’ne göre Kazakistan’da başlayan sokak olayları ile birlikte gündeme gelen “Türk Baharı” söylemi Türk dünyası üzerinde yapılan kirli hesapların bir tezahürü olarak okunmalı ve hassasiyet gösterilmeli.