Soyut düşünme dönemine geçmemiş olsa bile küçük çocuklar soyut kavramlarla karşılaşabiliyorlar. İşte bu, bazen kafa karıştırıcı olabiliyor. Rüzgâr, çocuk gerçekliğinde, görünmeyen ama varlığını bildiğimiz en temel olgulardan biri.
Onu görmek için çevresini gözlemlemeyi, dinlemeyi öğrenen çocuk göremediği ama orada hep var olan başka bir olguyu da görmeyi öğreniyor:
Annesinin sevgisi.
“Bazen sevgimi göremeyebilirsin”
Başka bir açıdan okuduğumuzda da bu kitapta ağaç, annesinin sevgisini sorgulayan çocuğu; rüzgâr da anneyi temsil ediyor. Ve çocuğa “Bazen sevgimi göremeyebilirsin ama o hep var; yeter ki dikkatle bak ve dinle” önerisini getiriyor. Çok katmanlı yapısı, ikilemeleri ve sesleri merkezine koyan üslubuyla Ömür Kurt’un bu ilk resimli kitabı çocukları sımsıkı kucaklamaya hazırlanıyor.
Kitaptan…
Rüzgâr görünmezdir.
Rüzgârı görmek için ağaçlara, buğday başaklarına, denizlere ihtiyacımız var.
Rüzgâr estikçe ağaçlar titrer, buğday başakları sallanır, dalgalar kıyıya çarpar ve ortaya birbirinden farklı sesler çıkar.
Sevgi de görünmezdir.
Sevgiyi görmek için ise kucaklaşmaya, gülümsemeye ve güzel sözcüklere ihtiyaç duyarız. İşte kalbimizde çoğalan sevgi ancak bu şekilde apaçık görülebilir.