Libya’nın güneyinde ABD ve Rusya arasında ”Kaddafi” çekişmesi
Ülkenin güneyinde Fizan vilayetinin merkez kenti Sebha, 2019’da yerel Arap kabilelerle ittifak kuran Hafter’e bağlı gayrimeşru silahlı milislerin kontrolüne geçti.
Söz konusu ittifak sayesinde güçlü kabileler arasında öne çıkan “Süleyman Oğulları” kabilesinin yanı sıra Muhammed bin Nayil ve Mebruk Sehban gibi Kaddafi ailesine yakın komutanlar da Hafter’in saflarına geçti.
Ancak Seyfulislam Kaddafi’nin ülkede 24 Aralık’ta yapılması planlanan başkanlık seçimleri için gündüz vakti yoğun güvenlik önlemleri altında Sebha’ya girerek başvuruda bulunması ve ardından konvoylar eşliğinde hiçbir engele takılmadan bölgeden ayrılması, Sebha’nın aslında Hafter milislerinin kontrolünde olmadığını gözler önüne serdi.
Hafter bu olayın ardından Sebha’daki kontrolünü güçlendirme ve Seyfülislam’ı gözaltına alma veya öldürme; kendisine destek veren güvenlik yetkililerini gözaltına alma girişimleri çerçevesinde Cufra Hava Üssü’nden bölgeye takviye güçler gönderdi.
Ancak Tarık bin Ziyad Tugayı başta olmak Hafter’e bağlı milis birlikler, Seyfülislam’ın adaylık başvurusu sırasında arkasında mütebessim bir çehreyle duran Sebha Emniyet Müdürü Muhammed Bişr’i gözaltına alma hamlesinde ilk başarısızlığını sergiledi.
Bu arada Hafter’in milisleri tarafından “Seyfulislam’ın öldürüldüğüne” ilişkin bir iddia ortaya atıldıysa da kısa sürede bunun gerçeği yansıtmadığı öğrenildi.
Hafter milisleri bir diğer hamle olarak Seyfulislam’ın adaylığının reddedilmesi kararına karşı yapılan temyiz başvurusunun değerlendirilmesini engellemek için Sebha Mahkemesini kuşattı. Seyfülislam’ın destekçileri tarafından düzenlenen gösteriler; yerel ve uluslararası tepkilerin oluşturduğu baskılar karşısında Sebha Mahkemesine uyguladığı askeri kuşatmayı kaldırmak zorunda kalan Hafter milisleri kentteki ikinci başarısızlığına uğradı.
Bu başarısızlık, Libya Yüksek Seçim Komisyonu tarafından başta adaylığı kabul edilmeyen Seyfulislam’ın yeniden başkanlık seçimi maratonuna katılmasına imkan sağladı.
– Sebha’daki kabilelerin güç dengesi
Süleyman Oğulları, Kaddafiler ve Et-Tebu başta olmak üzere Sebha’daki kabileler, bölgeyi Hafter milislerine karşı dar etmeye başlamış durumda. Hafter milislerinin kontrolü ele geçirdiği 2019’dan bu yana güneydeki Fizan bölgesinde hayat koşullarının da kötüleştiğini unutmamak gerek.
Hafter liderliğindeki milislerin kentte sergilediği üçüncü başarısızlık ise Süleyman Oğullarından (diğer kabilelerle kentin çoğunluğunun kontrolünü elinde tutuyor) Mesud Ciddi liderliğindeki “116. Tugay” ile kent merkezinde girdiği çatışmalar oldu.
Nitekim Hafter milislerinin Sebha kent merkezinde çatıştıkları “116. Tugay”, daha önce kendilerinin saflarında yer alıyordu. Fakat bu tugay daha sonra Hafter’den ayrılarak Trablus hükümetine bağlılıklarını duyurdu.
Dolayısıyla 116. Tugay’ın, güneydeki Mebruk Sehban liderliğindeki Hafter milislerine karşı meydan okuması, Trablus yönetiminden aldığı destekten çok Kaddafi ailesine bağlı kabilelerden aldığı desteğin kanıtını oluşturuyor.
Hafter’e bağlı Tarık bin Ziyad milisleri ile 116. Tugay arasında kent merkezinde 13 Aralık’taki silahlı çatışmalar, her iki taraftan en az 4 kişinin ölümüne neden oldu.
Çatışmalar, Hafter milislerinin, müdürlüğe ait mallara el koymasının yanı sıra seçim çalışmaları kapsamında şehre gelmekte olan 11 aracı silah zoruyla ele geçirmesinin ardından patlak verirken, Hafter milisleri ise 116. Tugay’ın askeri istihbarat merkezi ile Tarık bin Ziyad milislerine ait bazı noktalara baskın düzenlemeye çalıştığını iddia etti.
Hafter milislerinin Sebha’ya takviye güç göndermesinin ardından 116. Tugay çatışmalarda tek başına mücadele edemedi. Taraflar arasında 116. Tugay’ın komutanlığının Mesud Ciddi’den Hafter yanlısı Ali ed-Dib’e geçmesini de kapsayan bir anlaşmaya varıldı.
Öte yandan Hafter yanlısı Mebruk Sehban’ın bazı mecralardaki video görüntüsünde güney bölgesi sakinlerine yönelik “Hafter’e bağlı olmayan herhangi bir askeri oluşumu hedef almakla” tehdit ettiği bilgisi paylaşıldı. Bu video, Sehban’ın Hafter’den ayrılıp Kaddafi’nin oğlunun saflarına katıldığına ilişkin söylentileri yalanlamış oldu.
– Seçim sürecinin bilinmezliğe doğru gidişatı
Libya’da birkaç gün sonra yapılması planlanan başkanlık seçimleri de bilinmezliğe doğru ilerliyor.
Ulusal Birlik Hükümetinin (UBH) gönderdiği güvenlik aracının Hafter milisleri tarafından el konulması, İçişleri Bakanlığının seçimleri ve sandık merkezlerini güvence altına alamadığını, Hafter’in kontrolündeki bölgelerde seçim sürecini muhafaza edemediğini teyit ediyor.
Bu da Yüksek Seçim Komisyonunun 24 Aralık’ta yapılması planlanan ve gerçekleşmesi giderek imkansız bir hal alan seçimler için adayların nihai listesini açıklamasında karşılaştığı zorluklara bir yenisini ekliyor.
Seyfulislam’ın katılması halinde Hafter’in seçimleri kazanma şansının azalacağı; milislerin saflarında bölünmeye yol açma endişesi taraflar arasındaki gerginliği tırmandırıyor.
Fizan’daki en önemli kabilelerden Makarha, Tuareg, Tebu ve Süleyman Oğullarının desteği göz önüne alındığında Kaddafi’nin güneydeki milisleri kovmak için kabileler aracılığıyla ya da askeri olarak baskı yapması uzak bir ihtimal olarak görülmüyor.
Bununla birlikte askeri dengede güç hala Hafter’in lehine. Ancak Rus paralı asker gücü Wagner Grubu’nun çatışmaya Seyfulislam’ı destekleyerek müdahil olması, Seyfulislam’ı ülkedeki doğu ve batı kutupları karşısında üçüncü bir güç haline getirebilir.
– ABD-Rusya çekişmesi
ABD, seçimler için adaylık belgelerini sunduğu ilk günden itibaren Seyfulislam’ın adaylığı karşısındaki itirazını ve seçimleri kazanma ihtimaliyle ilgili endişesini gizlemedi. Washington’un müttefiklerinin de aynı düşünceyi paylaştığı ifade edildi.
ABD Yakın Doğu Asya İşlerinden Sorumlu Dışişleri Müsteşar Vekili Joey Hood, Seyfulislam’ın adaylığının hemen ardından yaptığı açıklamada, “Tüm dünyanın bu konuyla ilgili sorunu olduğunu sanıyorum; o bir savaş suçlusu, BM ve ABD yaptırımları altında.” ifadesini kullandı.
Buna karşın Rusya ise Seyfülislam’ın aday olma hakkını savundu ve Yüksek Seçim Komisyonunun başta ismini ilk aday listesinden çıkarmasını eleştirdi.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov bir televizyon kanalına yaptığı açıklamada, ABD’nin Seyfülislam’ın adaylığına yönelik itirazını eleştirirken Amerikalılara ve Avrupalılara “Libyalıların kendileri için karar vermesine izin verme” çağrısında bulundu.
Seyfülislam’ın adaylığı konusundaki Washington-Moskova çekişmesi, seçimlerin ertelenme ihtimalinin bir başka nedenini oluşturuyor.
Libya Devlet Yüksek Konseyi Başkanı Halid el-Mişri, yaptığı açıklamada, “Washington’un, Seyfülislam’ın başkanlık yarışına katılımını reddettiğini, Moskova’nın ise, katılmasında ısrar ettiğini” belirterek, seçimler konusundaki dış müdahalenin kabul edilemez bir seviyeye ulaştığını kaydetti.
Seçimlerin 24 Aralık’ta başka bir tarihe ertelenmesi, güneyde Hafter milisleri ile Rusya destekli Seyfülislam taraftarları arasındaki çatışmanın patlak vermesini geciktirebilir, ancak gelecek için çözüm sağlamaz.