Hong Kong’ta halk sandık başında

Bölgenin seçim yasasındaki değişikliklerin ardından yapılan ilk meclis seçimlerinde oy verme işlemi başladı.

4,5 milyon kayıtlı seçmenin bulunduğu kentte 153 aday, Yasama Meclisi’nin 90 sandalyesi için yarışıyor.

Seçimde yalnızca coğrafi olarak belirlenen seçim çevrelerinin temsil edileceği 20 sandalye genel oyla belirleniyor.

Bölge baş yöneticisini ve Yasama Konseyi üyelerinin bir bölümünü belirlemekle görevli 1500 kişilik Seçim Komitesi 40 sandalyeyi, iş ve meslek odaları ile sektör temsilcileri ise 30 sandalyeyi belirlemek üzere sınırlı oy esasına göre seçim yapıyor.

Seçimde genel oyla belirlenecek sandalyeler için 35, Seçim Komisyonunca belirlenecek sandalyeler için 51, meslek ve sektör temsilcilerinin belirleyeceği sandalyeler için 67 aday yarışıyor.

Seçim nedeniyle gün içinde kentte metro, tren, otobüs ve tramvay seferleri ücretsiz yapılıyor.

Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedbirleri dolayısıyla Çin ana karası ile Hong Kong arasındaki geçişlerde karantina uygulaması olduğundan, Çin tarafındaki Hong Kong vatandaşlarının gün içinde oy kullanıp geri dönebilmeleri için sınır noktalarında sandıklar kuruldu.

Oy verme işlemi yerel saatle 22.30’da sona erecek.

– HONG KONG’DAKİ SEÇİM SİSTEMİNDE DEĞİŞİKLİK

Çin Halk Kongresi Daimi Komitesi, 30 Mart’ta Hong Kong Özel İdare Bölgesi’nde seçim sistemini revize eden yasal değişiklikleri onaylamıştı.

Hong Kong’un anayasası niteliğindeki Temel Yasa’nın 1. ve 2. ek maddelerinde yapılan değişikliklerle yerel yasama organı niteliğindeki Yasama Konseyinin sandalye sayısı 70’ten 90’a çıkarılmış, doğrudan seçimle belirlenen sandalye sayısı ise 35’ten 20’ye düşürülmüştü.

Hong Kong Baş Yöneticisi’ni seçmekle görevli Seçim Komitesinin üye sayısı 1200’den 1500’e çıkarılmış, komitenin Yasama Konseyinin 40 üyesini belirlemesine karar verilmişti.

Konseyin kalan 30 üyesinin ise iş ve meslek odaları ile sektör temsilcileri tarafından seçilmesi kararlaştırılmıştı.

– HONG KONG’UN STATÜSÜ

Hong Kong, 1898’de imzalanan “kira sözleşmesi” ile uzun yıllar İngiltere hakimiyetinde kaldıktan sonra 1997’de Çin’e devredilmişti.

İmzalanan ortak deklarasyon çerçevesinde Hong Kong’a 2047’ye kadar basın, ifade, toplanma, inanç ve serbest akademik çalışma gibi özgürlükleri ile bağımsız idari ve hukuki yapısını koruma hakkı tanınmıştı.

Hong Kong, Çin’e bağlı olmasına rağmen kendisine ait para birimi, dil, hukuk sistemi ve kimlik kullanıyor. Özerk yapılı bölgenin sadece savunma ve dış politika gibi konularda Pekin’e bağlı olduğu bu yönetim modeli, “bir ülke, iki sistem” olarak adlandırılıyor.

Pekin yönetiminin son yıllarda Ulusal Güvenlik Yasası gibi yasal değişikliklerle bölgenin özerk yönetim yapısını aşındırdığı eleştirileri yapılıyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir