CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Sakarya’da gerçekleştirdiği bir dizi ziyaretin akabinde küme toplantısında gündemi kıymetlendirdi.
Kılıçdaroğlu’nun satırbaşları şöyle:
HUZUR İÇİNDE YAŞAYALIM: Bugün 13 Eylül. Bugün Sakarya Meydan Savaşı’nın 101. yılı. 101 yıl evvel bu topraklarda bayrağımız ve vatanımız için, ülkemizin bağımsızlığı için 22 gün 22 gece bir savaşı yaşadık. Bu savaş bizim kurtuluş gayretimizin en kıymetli savaşlarından bir tanesiydi. Düşman püskürtüldü. Gerisinden 9 Eylül’e kadar süren bir safhayı daima birlikte yaşadılar. Sakarya Meydan Savaşı’nın Ulusal Kurtuluş Tarihi açısından değeri bunun kilit bir savaş olmasıydı. Kesinlikle başarmamız gereken bir savaştı ve başarıldı. O nedenle bu topraklarda yaşayan şehitlerimiz, gazilerimize çok şey borçluyuz. Onlar bize hoş bir ülke bıraktılar. Huzur içinde yaşayalım, birisinin gölgesi üzerimize düşmesin diye. Şayet bir gölge düşecekse o gölge al bayrağımızın gölgesi olmalıydı bunun gayretini verdiler onlar. Havai Fişek fabrikasında mağdur olan ailelerin yanına gittim sabahleyin. O fabrikada çalışan 7 kişi hayatını kaybetti, 128 kişi yaralandı. Onlar adalet istiyorlardı. Bu kardeşiniz ve CHP, kim adalet istiyorsa daima onun yanında olduk. Kimliğine, inancına, hayat üslubuna bakmadık bir mağduriyet, haksızlık varsa onun yanında durma ideolojisini bize Gazi Mustafa Kemal Atatürk öğretti.
ADALETİ SAĞLAMAK ZORUNDAYIZ: Olay iki yıl evvel oldu. Sahipleri kendilerini daha güçlü hissediyorlardı. ‘İstediğimiz kararı aldırtırız’ diyorlardı. Baskılar kuruyorlardı ancak bizim milletvekili arkadaşlarımız, istekli avukatlar bu haksızlık karşısında susmadılar, onlara sahip çıktılar. Aileler hala haklarının teslim edilmesi gerektiğini söylüyorlar. ‘Devlet dediğiniz kurum adalet üzerine inşa edilir’ dedim. Adaleti sağlamak zorundayız. O beşerler ‘Hala adalet gelmedi’ diyorlar. Fabrikanın kontrolünün yapılması lazım. Mahkeme tutanakları var, kontrol yapılmadı. Kontrol yapmayan kimlerse onlardan hesap sorulmalıdır. Bugüne kadar tek bir kişinin önüne kontrol yapılmadı diye çıkarılmadı.
FİTİL FİTİL GETİRECEĞİM: Bu kardeşiniz nerede bir haksızlık varsa haksızlığın karşısında dimdik duracaktır, kim adalet istiyorsa yanında olacaktır. Hiç meraklanmayın, sonuna kadar yanınızdayız. Kontrolü yapmayanlar, siyasi otoriterden talimat alıp kontrolden kaçanlar hepsinin burnundan Allah nasip eder iktidar olduğumuzda fitil fitil getireceğim. Evliya Çelebi ‘Ağaç denizi’ olarak tanımlamış Sakarya’yı. Ağacın olduğu yerde huzur, rahmet, hayat vardır. Sakaryalı çalışkandır. Üretkendir, toprağıyla, insanıyla barışıktır. Çok sayıda farklı kültürlerden gelen Sakaryalı kardeşlerim var, tamamı barış içinde yaşıyorlar. Birbirlerine hürmet duyuyorlar. Kültürlerini hengame nedeni değil, zenginlik olarak görüyorlar. Bütün Türkiyelilerin yeri gelirse Sakaryalıları örnek alması lazım. Sakarya bir tarım, sanayi, üniversite, kültür kenti. Sakarya birebir vakitte Ulusal Kurtuluş Savaşı sırasında en kanlı gayretin verildiği bir kenttir. Bu kadar bereketli topraklar üzerine şurası bir Sakarya ve alın teri döken Sakaryalılar. Sakaryalılar mutlu mu? Ayvayı satacak yer yok şu anda. Devlet sahip çıkmıyor. Allah nasip eder iktidar olduğumuzda çiftçi ürettiğiniz her eserin karşılığını alacak. Altılı masanın taahhüdüdür bu.
FINDIĞI TEKELLERDEN KURTARACAĞIZ: Ferroro diye bir İtalyan şirketi geldi. Fındık bahçeleri satın alıyor, fındık taban fiyatını belirliyor. Yani inhisar pozisyonunda. Monopolleri kırmak bu kardeşinizin misyonudur. Hiçbir monopol, çiftçinin alın terini sömürmeyecektir. Geleceksin dışardan burada fındık bahçeleri satın alacaksın, taban fiyatı belirleyeceksin, çiftçinin alın terini sömüreceksin bunu da Bay Kemal seyredecek. Yemezler. Seyretmem, yakalarım hesabını sorarım. Fındığı tekellerden kurtaracağız, üreticiye hakkını teslim edeceğiz. Bu ülkenin mukadderatını değiştirecek olan sizlersiniz. 7.5 milyon genç birinci defa sandığa gidecek oy kullanacak. 7.5 milyon genç bu ülkeye demokrasiyi kesinlikle ve kesinlikle getirecek. Sizin hayalleriniz benim maksadım olacaktır. Daima bir arada motorları maviliklere süreceğiz. Bu ülkeye barışı, huzuru getireceğiz. Kimse kimsenin inancıyla, ömür biçimiyle arbede etmeyecek. Gençler bu ülkenin geleceğini sizler belirleyeceksiniz. O nedenle tek isteğim sandığa gidin. Sakın ola ümitsizliğe kapılmayın. Adalet soylu bir kavramdır. Devletin dini adalettir, adaleti savunmak zorundayız. Kim haksızlığa uğruyorsa onun yanında olmak zorundayız. Adaletsizliğe uğrayan bireye insan olarak bakmamız onun hakkını, hukukunu sağlamamız lazım.
EYT SIKINTISI: EYT’liler hiç meraklanmayın sizin sıkıntınızı ısrarla lisana getirdim. ‘Çözeceğiz’ dediler. Bakalım bekliyorum. Çözmezlerse anahtarı bize vereceksiniz, çözeceğim. 20 yılda yurt meselesini çözemediler. Yapamadılar 20 yılda. Sakarya’dan kelam veriyorum bir yılda yurt meselesini çözeceğiz. Gençler üniversiteyi kazandığında hiçbir anne baba ‘Oğlum/kızım nerede kalacak’ diye düşünmeyecek. Biz, anne ve babaların gözü artta kalmasın istiyoruz. Yapmadılar, yapamadılar biz yapacağız. Bir yıl içerisinde bitireceğiz. ‘Tank Palet Vatandır Satılamaz’ yazmışsınız. Hoş. 20 milyar dolarlık bir yatırımdır tank palet büyük bir üretim üssüdür. Tank ürettik ya birisinin güzeline gitmedi. Tank Palet fabrikasını aldı Ethem Sancak’a verdi. Ethem Sancak tank üretir mi? ‘Ben yaparım lakin param yok. Katar’ı ortak edin’ dedi. Katar da tank üretmiyor. Buradan açık ve net söylüyorum. İktidar olduğumuz bir hafta içerisinde o tank palet fabrikasını alıp ulu ordumuza motamot iade edeceğim. Şayet siz değerli fabrikanızı bu hale getirirseniz bunun vatan severlikle bir ilgisi yoktur.
SÜLEYMAN ŞAH TOPRAĞIMIZA GİDECEK: Biziz milliyetçi. Bizim milliyetçiliğimiz sorgulanamaz. Biz Mustafa Kemal’in, Ecevit’in yolundan ilerliyoruz. Bizim milliyetçiliğimizi soracak olursanız Akdeniz’in sularına CHP’nin milliyetçiliğini yazdık biz. Beşparmak dağlarında bizim milliyetçiliğimizi göreceksiniz. Biz bunlar üzere ‘Geleceğim, bir sabah gelirim’ değil. Ecevit ne dedi? ‘Ordumuz şu anda Kıbrıs’tadır’ dedi. Adalar işgal ediliyor dedim. Lozan’a ters dedim tık çıkmadı. Artık gündem iktisat ya, millet perişan vaziyette ya oturuyor ‘vay ben bir gece gelirim’ Sana davetiye mi göndersinler? Yüreğin, hamasetin varsa gidersin. Bunlar ‘Biz milliyetçiyiz’ diyor ya. Cumhuriyet tarihinde birinci sefer bir hükümet kendi toprağından kaçtı, kendi bayrağını indirdi ve Süleyman Şah Türbesi’ni kaçırdı. Artık bana dönüp ‘Biz milliyetçiyiz siz değilsiniz’ diyorlar. Biz olsak bayrağımız orda dalgalanırdı, gerekirse hepimiz canımızı verirdik. İktidar olduğumuzda birinci bir hafta içinde ne değerine olursa olsun Süleyman Şah Türbesi toprağımıza gidecek, bayrağımız yine dalgalanacak. (HABER MERKEZİ)