İngiltere’den şok iddialar: Çinli öğrenciler casusluk yaptı!

Dünyanın yükselen gücü Çin, ekonomik, askeri ve teknolojik alandaki üstünlüğünü her geçen gün arttırıyor. Geçtiğimiz haftalarda İngiltere İç İstihbarat Servisi’nin (MI5) ve ABD Federal Soruşturma Bürosu’nun (FBI) yaptığı ortak açıklamada ortaya attığı Batı’daki ülkelerde okuyan Çinli öğrencilerin Pekin yönetimi için casusluk faaliyetlerinde bulundukları iddiası gündeme bomba gibi düştü.

Temmuz ayının ilk günlerinde ortaya çıkan ve oyunun kurallarını baştan aşağıya değiştirdiği iddia edilen istihbarat faaliyetlerine ilişkin MI5 Başkanı Ken McCallum açıklamalar yaptı. McCallum, üniversitelerde gerçekleştirilen “hassas” akademik araştırmalarda yer alan Çinli öğrencilerin son üç yılda önemli bilgilere erişerek ülkeden ayrıldıklarını duyurdu.

ABD ve İngiltere’de yapılan incelemelerde, geliştirilen teknolojinin ve akademik çalışmalarda yer alan Çinli öğrencilerin elde ettikleri verilerin Çin’in endüstriyel ilerlemesinde önemli katkılar sağladığı düşünülüyor.

Peki gerçekten, tüm dünyaya yayılan Çinli öğrenciler gittikleri ülkelerin ulusal güvenliği için “kalıcı” ve “büyük” bir tehdit oluşturuyor mu? 

MI5 Genel Müdürü Ken McCallum ve FBI Direktörü Christopher Wray, MI5’ın Londra merkezi Thames House’da düzenledikleri ortak basın toplantısında, Pekin yönetiminin İngiltere de dahil olmak üzere Batı Yarımküre’de yürüttüğü istihbarat faaliyetlerinin ölçeği konusunda açıklamalarda bulundu. Fotoğraf:AP

ÇİN ASKERİ İSTİHBARATI ÜNİVERSİTELERE SIZIYOR

MI5’ın Çinli öğrencilerin İngiltere’deki faaliyetlerine ilişkin birkaç yıldır yürüttüğü soruşturmada, Batı’nın endüstriyel sırlarının ve fikri üretiminin hedef alındığı, bunun da günden güne otoriterleşen bir Çin Komünist Partisi (ÇKP) inşasına yardımcı olduğu vurgulandı.

MI5 Genel Müdürü McCallum, yüksek teknoloji alanında çalışma yapacak yabancı öğrencilerin ülkeye 2007 yılının Kasım ayında Londra hükümeti tarafından açıklanan Akademik Teknoloji Onay Programı (ATAS) kapsamında kabul edildiğini ve Çin devletinin özel olarak bu programı hedeflediğini açıkladı.

Son aylarda yapılan incelemeler sonucunda ATAS programındaki güvenlik prosedürlerini yeniden ele aldıklarını söyleyen McCallum, en az 50 öğrencinin Çin Halk Kurtuluş Ordusu’nun (PLA) askeri istihbarat birimleriyle bağlantılı olduğunu iddia etti.

Yeni ele alınan güvenlik prosedürleri çerçevesinde, uluslararası akademik çalışmalar üzerindeki denetim artırıldıktan ve Çinli öğrencilere vize kısıtlaması getirildikten sonra ise 50 öğrencinin hızla ülkeyi terk ettiği görüldü.

‘CİDDİ BİR TEHDİT OLARAK GÖRÜYORUZ’

Bilişim başta olmak üzere yüksek askeri teknolojilerinin hedef alındığını açıklayan McCallum, ilgili kuruluşlara olası istihbarat faaliyetleri hususunda geniş bir bilgilendirme yapıldığına da değindi ve devam etti:

“Çin, dünya çapında gizlice baskı uyguluyor. Bunun hakkında konuşmamız, harekete geçmemiz gerekiyor. Çünkü, Çin hükümetini ekonomik ve ulusal güvenliğimiz için uzun vadede ciddi bir tehdit olarak görüyoruz.”

McCallum, “Bugün FBI ve MI5’ın başkanları ilk kez halka açık bir platformda yan yana geliyor. Amacımız, büyük bir meydan okumayla Çin’e en net yanıtı vermek istiyoruz” ifadesini kullanırken, Çin’in İngiltere’deki faaliyetlerinin önümüzdeki üç yıl içerisinde ikiye katlanmasından endişe duyduklarını da belirtti.

İşçi Partisi milletvekileri üzerinden İngiltere parlamentosunda önemli bir çevre edinen ve Çin istihbaratı için çalıştığı ortaya çıkan Christine Lee, eski Başbakan David Cameron ile bağış yemeğinde yan yana…

ÇİN, İNGİLTERE SİYASETİNE NASIL YÖN VERİYOR?

Gerek ABD, gerekse İngiltere yeni bir güvenlik konsepti oluşturulduğunu açıklarken, 2019 yılında IŞİD lideri Ebubekir el-Bağdadi’nin öldürülmesinden sonra odak noktalarının İslamcı terörden, Çin ve Rusya’dan gelen düşmanca faaliyetlere çevrildiği ifade ediliyor.

Normal şartlarda, Çin’in 2050 yılında kadar Batı’yı yakalamasının bir hayli zor olduğunu açıklayan McCallum, yapay zekânın Çin için bir hayli özel bir alan olduğunu ve teknoloji casusluğu faaliyetinin bu alanda yoğunlaştığını sözlerine ekledi.

MI5, Christine Lee’yi “etki ajanı” olarak nasıl ele geçirdi? MI5, bu yılın başlarında, Çin kökenli avukat Christine Lee’nin Çin devleti için “siyasi müdahale faaliyetlerinde” bulunduğu kamuoyuna duyurmuştu.

MI5 Başkanı ayrıca Çin’in Batı bloğunun siyasi süreçlerine müdahale etme girişimlerinin dar kapsamlı olduğunu da belirtti. Bu konuda oldukça tedbirli olduklarını söyleyen McCallum, milletvekillerinin yönlendirmeye açık olduğunu ileri sürdü. Christine Lee örneğine atıfta bulunan McCallum, Pekin yönetiminin bu gibi faaliyetlerini ve müdahale girişimlerini artıracağını açıkladı. 

MI5’ı uyarısı üzerine harekete geçen yetkililer Christine Lee hakkında birçok bilgiye ulaşmıştı. Lee’nin İşçi Partisi milletvekili Barry Gardiner’ı desteklemek için yarım milyon sterlin bağışladığı, oğlunu ise Gardiner’ın ofisine yerleştirdiği ortaya çıkarıldı. Lee’nin “Çin Komünist Partisi adına siyasi müdahale faaliyetleri” yürüten nüfuzlu bir ajan olduğu açıklandı.

Boris Johnson’ın istifasına neden olan skandalının altında yabancı istihbarat faaliyetin olabileceği üzerinde duruluyor. Fotoğraf: AP

‘HÜKÜMETİN DÜŞMESİNİN SEBEBİ BU FAALİYETLER OLABİLİR!’

ABD’li ve İngiliz yetkililerin en çok zorlandığı konu, Çin istihbaratının faaliyetlerinin kapsamının tam olarak ortaya çıkarılamamış olması. Özellikle, ülke siyasetine yönelik eylemlerin yaratacağı kaosun önüne geçilememesi bu alanda yeni tedbirleri gündeme getiriyor.

Gardiner’ın arkadaşı Lee’yi başta casus olarak görmediği ve onu siyasi çevresine tanıştırdığı anlaşılıyor. Öyle ki Lee, Gardiner ile kurduğu dostluk sayesinde eski başbakanlar Theresa May ve David Cameron ile tanışmış, Birleşik Krallık Enerji ve İklim Değişikliği Bakanı Ed Davey ile dostluk kurarak Liberal Parti’ye ciddi miktarlarda bağışta bulunmuş.

MI5 Genel Direktörü, son yaşanan “Partygate” skandalının arkasında da aynı faaliyetin olabileceğine değindi. İngiltere’de çok sayıda bakan ve hükümet yetkilisinin istifasına yol açan ve en sonunda Başbakan Boris Johnson’ın görevi bırakmasına neden olan sürecin de ayrıntılarıyla incelendiği ifade edildi.

Siyasi süreçlere yapılan müdahale sadece bununla da sınırlı değil, istifaların ardından boşalan koltukları dolduracak kişilerle ilgili çıkan haberlerin siyasi kargaşayı daha da tetiklediği görülüyor. McCallum, bu faaliyetlerle ciddi anlamda mücadele etmeye hazırlandıklarını fakat bundan önce, acil olarak işleyen bir hükümete ihtiyaç duyduklarını belirtti.

FBI Direktörü Christopher Wray

ÇİN İSTİHBARATININ OPERASYONLARI SON YEDİ YILDA YÜZDE 1300 ARTTI

FBI Direktörü Christopher Wray ise ortalama her 12 saatte bir, Çin’in ABD’de yürüttüğü operasyonlarla ilgili soruşturma başlattıklarını, bu faaliyetlerin son yedi yılda yüzde 1300 arttığını açıkladı.  

Şubat ayındaki Ukrayna işgalinden bu yana Rusya’ya ilişkin hazırlıklarını artırdıklarını söyleyen Wray, gerçekte Pekin’e odaklanmak istediklerini ifade etmekten geri durmadı ve devam etti:

“Çin hükümeti teknolojinizi çalarak sizin kurmak istediğiniz sistemin altını oyuyor ve hedeflediğiniz pazara sizin teknolojinizle girerek kendi lehine kullanıyor.”

Wray, Çin’in finansal casusluk ve bilgisayar korsanlığının yanı sıra Pekin yönetiminin düşman gördüğü hükümetleri baskı altına almayı ve yönlendirmeyi hedeflediğini de belirtti.

“Ekonomik ve ulusal güvenliğimiz için uzun vadede en ciddi tehdidi oluşturanın Çin hükümeti olduğunu sürekli söylüyoruz” diyen Wray, Avrupa için ciddi tehlikelerin kapıda olduğunu ve buna karşı birlikte çalışmalarının gerektiğini ileri sürdü.

‘ONLARI YALAN İFADEDE BULUNMAKTAN VAZGEÇMEYE ÇAĞRIYORUZ’

Çin’in Washington Büyükelçiliği Sözcüsü Liu Pengyu, Associated Pres’e yaptığı açıklamada, Çin’in her türlü saldırıya karşı çıktığını söyledikten sonra şunları ekledi:

“Çin her türlü siber saldırıya karşı şiddetle karşı çıkan ve bununla mücadele eden bir ülke. Siber saldırılarla mücadele ediyoruz. Siber saldırıları asla teşvik etmeyeceğiz veya göz yummayacağız.”

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Zhao Lijian ise McCallum ve Wray’in açıklamalarından birkaç gün sonraki basın brifinginde söz konusu iddiaları ele aldı. FBI Direktörü Wray’in yorumlarını değerlendiren Lijian, “Bugüne kadar ortaya çıkan gerçekler, ABD’nin dünya barışı, istikrar ve kalkınma için en büyük tehdit olduğunu tamamen kanıtlamıştır” ifadesini kullandı.

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Zhao Lijian

Ayrıca, ABD’li yetkilileri doğru bir bakış açısına sahip olmaya davet eden Lijian, “Onları Çin’deki gelişmeleri tarafsız ve makul bir şekilde görmeye, yalan ifadelerde bulunmaktan ve sorumsuz açıklamalar yapmaktan vaz geçmeye çağırıyoruz” dedi.

‘BU YIL KONGRE SEÇİMLERİNE MÜDAHALE EDECEK KADAR İLERİ GİTTİLER’

Fakat ortaya çıkan en büyük sorun dünya yayılan Çin vatandaşlarının bu ithamlardan nasıl etkileneceği. Öyle ki, MI5 Genel Müdürü McCallum, Çin vatandaşları ile ÇKP’ye mensup kişileri birbirine karıştırmamak gerektiğine dikkat çekti. Özellikle, Asya karşıtı nefret suçlarında artış göz önüne alındığında bu açıklama önemliydi.

Fakat uzmanlar, Çin’in sadece ileri teknolojiyi hedef almadığını medya ve hukuk sistemlerini kendi çıkarları için manipüle etmeyi hedeflediklerini de açıklıyor.

FBI Direktörü Wray, Çin istihbaratının New York’ta yapılacak bir kongre seçimlerine müdahale edecek kadar ileri gittiklerini ileri sürdü. Wray ayrıca, bu yıl düzenlenen Kongre seçimlerine adaylığını koyan kişilerin hedef alındığını, seks işçileri kullanılarak şantaj yapmaya ve skandal yaratmaya varan eylemleri engellediklerini açıkladı.

The Guardian’da yayımlanan “50 Chinese students leave UK in three years after spy chiefs’ warning”, The New Statesman’da yayımlanan “China’s espionage poses urgent threat to the UK and US” ve BBC’de yayımlanan “Why did MI5 name Christine Lee as an ‘agent of influence’?” başlıklı makalelerden derlenmiştir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir