İlan edilen ittifaka imza attılar! Ülke sayısı 100’ü aştı
Küresel Metan İttifakı’nın resmi açılışı Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 26. Taraflar Konferansı’nda (COP26) yapıldı.
Küresel metan emisyonlarının yüzde 46’sından sorumlu 100’den fazla ülke, ABD liderliğinde eylülde ilan edilen ittifaka imza atmış oldu.
Küresel gayri safi yurt içi hasılanın yaklaşık yüzde 70’ini temsil eden bu ülkeler, küresel metan gazı emisyonlarını 2030’a kadar yüzde 30 azaltmayı hedefliyor.
Bu ülkeler arasında ABD, İngiltere, Avrupa Birliği (AB) ülkeleri, Birleşik Arap Emirlikleri, Vietnam, Endonezya, Irak, Japonya, Pakistan, Meksika, Kanada, Arjantin, Brezilya ve Nijerya da yer alıyor.
Öte yandan, dünyanın en büyük metan emisyonu salımı yapan dört ülkesi Çin, Rusya, Hindistan ve Avustralya ittifaka imza atmadı.
ABD İklim Özel Temsilcisi John Kerry, yaptığı konuşmada, metan emisyonlarını azaltmanın küresel sıcaklık artışını 2050’ye kadar 0,2 derece azaltacağını belirterek, “Metan emisyonlarının azaltılması için 100’ün üzerinde ülke 300 milyon dolardan fazla finansal destek sağlayacak. Küresel sıcaklık artışını azaltma konusunda ülkelerin sunduğu bu başarıdan ABD ve AB olarak gurur duyuyoruz.” dedi.
Uluslararası Enerji Ajansı Başkanı Fatih Birol da ittifakı “tarihi bir an” olarak tanımlayarak, “Eğer 10 yıl içinde bu ittifakı hayata geçirirsek, dünyadaki tüm arabalar, kamyonlar, uçaklar ve gemiler sıfır emisyon teknolojileriyle donatılmış olacak.” dedi.
– Metan emisyonları tarım, enerji ve atık sektöründen kaynaklanıyor
Toplam küresel metan gazı emisyonlarının yüzde 40’ı tarım, yüzde 35’i enerji ve yüzde 20’si atık sektöründen kaynaklanıyor.
Ülkelerin koyduğu hedeflere ulaşması halinde küresel sıcaklık artışının 2050’ye kadar 0,2 derece azalabileceği hesaplanıyor.
Küresel Metan İttifakı, metan emisyonlarını 2030’da 2020 seviyesine göre yüzde 30 azaltma hedefini benimseyen ilk uluslararası anlaşma olarak öne çıkıyor.
Öte yandan ittifak, tarım ve madencilik sektöründen kaynaklanan metan emisyonlarının azaltılmasına yönelik iddialı hedefler içermemesi nedeniyle çevre kuruluşları tarafından eleştiriliyor.