Trabzonspor ile Fenerbahçe, Trendyol Muhteşem Lig’in 11. haftasında kozlarını paylaştı.
Papara Park’ta oynanan karşılaşma, sarı – lacivertlilerin 3-2’lik üstünlüğüyle sonuçlandı.
Fenerbahçe’ye galibiyeti getiren golleri 42. dakikada Fred, 75. dakikada Edin Dzeko ve 90+12. dakikada Sofyan Amrabat kaydetti. Trabzonspor’un sayıları ise 59. ve 67. dakikalarda Simon Banza’nın penaltılarından geldi.
Bu sonuçla birlikte Fenerbahçe puanını 23’e yükseltti ve dorukla puan farkını 5’e indirdi. Trabzonspor ise 12 puanda kaldı.
Yazarlarımız Uğur Meleke ve Güntekin Onay, dev müsabakayı köşelerinde mercek altına aldı.
İşte müelliflerimizin değerlendirmeleri;
Uğur Meleke: Farkı kulübe yarattı
Özellikle birinci 45 dakikasının bir o kalede-bir bu kalede konumlarla geçtiği, tek devrede 19 şut-15 korner atılan, kalecilerin toplam 6 kurtarış yaptığı derbi üzere bir derbi izledik Trabzon’da. Toplumsal medya çocukları için not düşeyim: Evet, Trabzonspor-Fenerbahçe de bir derbi karşılaşması. Derbiler yalnızca birebir kent grupları ortasında oynanan maçlardan ibaret değildir. El Clasico (Real Madrid-Barcelona) üzere, Derby d’Italia (Inter-Juventus) üzere sayısız derbi vardır coğrafya dışında orijinlere dayanan. Trabzonspor’un İstanbullularla maçlarına da 70’li-80’li yıllarda dördüncü şampiyon olarak ortaya çıkışı sebebiyle derbi statüsü verilmiş vaktinde.
GÜNEŞ’iN birinci MAÇINI HATIRLADIM
Trabzon’un Fenerbahçe karşısındaki iştahlı-tutkulu oyununu görünce hafızam beni ister istemez Şenol Güneş’in birinci kere alana çıktığı Beşiktaş maçına götürdü. O maçta çok erken 10 kişi kalıp yalnızca savunma yapmışlardı fakat o karşılaşmadaki iştahları, çaba düzeyleri vardı dün de alanda. Trabzonspor’u Beşiktaş’la Fenerbahçe maçlarında izlediğinizde muhtemelen tepe yarışı yaparlar diye düşünürsünüz. Fakat Gaziantep, Hatay, Göztepe maçlarındaki hallerine bakınca orta sıra ekibi zannedersiniz! Mesela dünün bordo mavililer ismine en güzellerinden, dört net duruma giren, penaltı kazanan Okay Yokuşlu, bir de Beşiktaş maçında bu motivasyon seviyesindeydi. Ama lig yalnızca bu büyük maçlardan ibaret değil.
DEĞiŞiKLiKLERLE OYUNU ÇEViRDi
Fenerbahçe içinse birinci 65-70 dakikası epey sorunlu geçen lakin oyuncu değişiklikleri sonrası ibrenin lehlerine döndüğü bir gündü. Şenol Güneş çaba gücü bu derece yüksek, en üst düzey gerilimli bir günde 88 dakika oyuncu değiştirmedi (ya da kulübesi yetersiz olduğu için değiştiremedi).
EN-NESYRi EN düzgünlerden BiRiYDi
Jose Mourinho ise grubu iki penaltıyla 2-1 geriye düştüğü sırada kaliteli kulübesine başvurdu, oyuna sonradan giren Dzeko’nun, İrfan Can’ın, Filip Kostic’in hepsinin maçın mukadderatına etki ettiğini söyleyebiliriz rahatlıkla.
Bu isimlerin yanı sıra maça birinci 11’de başlayan ve savunmada-hücumda inanılmaz çaba eden En-Nesyri de dünün en güzellerindendi.
Güntekin Onay: Futbol için düzgün, hakem için makus bir geceydi
Maça baskılı, tempolu ve istekli başlayan mesken sahibi Trabzonspor idi. Bilhassa kenarlardan Anthony Nwakaeme ve Edin Visca ile tesirli olan Trabzonspor, o 20 dakikalık ağır baskıdan golü çıkartamadı ve baskıyı atlatan Fenerbahçe kabuğundan çıktı ve Trabzon’un üzerine her gittiğinde tehlikeli oldu. Dün En-Nesyri’nin gücü çok yüksekti ve Fenerbahçe’yi atağa taşıyan oyuncu oldu, kusursuz bir asist ile de ekibinin önüne geçmesini sağladı.
Trabzonspor, ikinci yarıda skor için çok savaştı. VAR ile gelen 2 penaltı sonrası öne geçen bordo-mavililer Nwakaeme ve Visca yorulduktan sonra topu önde tutamadı ve taşıyamadı. Kulübe zayıf olunca da değişiklikler işe yaramad. Uzatma anlarında Dzeko, İrfan Can ve Tadic’in kaliteleri; Trabzonspor’un telaşı da eklenince son saniye golüyle Fenerbahçe kazandı.
Maçın kronometre müddeti 108 dakika. Topun oyunda kalma mühleti ise yalnızca 40 dakikaydı dün gece.
İki kadronun da bu 40 dakikada yaptıklarını takdir etmek gerekiyor. Bize 5 gol, konumlar ve çok ağır bir gayret izlettiler. Gerek Trabzonspor, gerekse de Fenerbahçe kazanmak için her şeyi ortaya koydu. Durum bu türlü olunca da futbol çerçevesinden bakınca mükemmel bir maç ortaya çıktı. Genç hakem Oğuzhan Çakır, ne yazık ki maçı kaldıramadı, bilhassa de Trabzon’un birinci yarıda iptal edilen golünden sonra maçı o değil VAR’daki Atilla Karaoğlan yönetmeye başladı.